Koşun Koşuunn... 2023'ü Analiz Ediyoruz

Yeni yıldan herkese kucaak dolusu aşk sevgili okuyucularım 💕

    Biliyorumm biliyorum uzun zamandır yazmıyordum ama neler oldu neler... İşte bugün size koca bir senenin özetini yazmak için geldim. 

    Bana göre 2023, hayatımın bu zamana kadar geçirdiğim en zor senesiydi. Ne sınav seneleri ne de Covid zamanında evde kapana kısıldığımız seneler... Bu senenin yanında solda sıfır kalır. Bakın kötü demiyorum ama oyunlardaki "Hard Level" işte bu yıldı.

    Peki bu yıldan neler öğrendim ?

 1) Kesinlikle sevmek ve sevilmenin suç olduğunu (moodumuz 0.40 sn)

    Öncelikle şuna bir açıklık getirmeliyim ki sevmek ve sevilmek kavramlarını sadece aşık olmak şeklinde basit bir anlama indirgememeliyiz. Bu yıl bunu anlatmaktan dilimde tüy bitti. Bazı kelimelerin artık doğru kullanılmasını istiyorum ve bunun için de çabalıyorum. Sevmek yalnızca sevmektir işte. Hepsi bu.

    2023'ün ilk aylarındaki sevgi yönüm 2023'ün kasım ayından sonraki sevgi yönümden tamamıyla farklılaştı. Genellikle 'sevgi gezegenimin' bir insanın etrafında ay misali dönüp duracağını ve gerçek biricik kaynağının o olacağını, onda yeşilleneceğini sanırken kasım ayından itibaren sevginin aslında vücudumuzdaki damarlar gibi bizi besleyen milyonlarca kaynağının olduğunu öğrendim. Eğer sevgi kaynağımız vücudumuzdaki kalp gibi olursa yani tek bir hayati sebebe bağlı olursa kalbimiz durduğunda, sevgimiz tükendiğinde ya da tükenmek zorunda bırakıldığında hayatımız da duruyor.

    Bu yıl kaç defa kalbimin durduğunu hesaplayamadım. Gezegenim susuzluktan dev bir çöl topuna dönüştü diyebilirim. Geçen yıla büyük bir aşkla girmiştim, içimde hep güzel şeylerin olacağına dair o kadar çok umut vardı ki, umutlarımın büyük bir çoğunluğu da gerçekleşti, o umutların kör, paslı bir bıçak gibi beni nasıl delik deşik ederek defalarca öldürdüğünü sanırım hiçbir zaman unutmayacağım. 

    Masamdan kaç dost eksildi? Kimler yeni sandalye ekledi? Duvardan kaç kişinin resmi kaldırıldı? 2023," işte o hayatımın demirbaşı, benim her zaman yanımda." dediğim insanları silip süpürdü. Hatırasını bile umursamadı. Vay efendim güzel günler geçirmişiz, vay efendim birbirimize komik videolar atmışız, vay efendim onun hayatındaki bütün dertlerini biliyormuşuz.... Hiç umursamadan tıpkı bir yangın gibi ortalığı yaktı geçti. Masamdan sessizce kalkan insanları her zaman en acı anılarım olarak hatırlayacağım fakat her şeyin anı olarak kalmasının sebebini asla unutmayacağım. Sessizce kalkıp gidenlerin yanı sıra büyük bir gürültüyle kapıyı çarpıp çıkanlar da var tabii ki. Onlar gitmekte özgürler. Evimi dağıtan bir insandan toplamasını beklemek aptallık olur. 

    Başıma gelen diğer tuhaf olaylar silsilesinden biri ise çok sevdiğim bir insan tarafından, daha doğrusu eskiden çok sevdiğim bir insan tarafından, onu sevmekle suçlamam!? Aranızda öyle bir durum yaşayan var mı sevgili okurum ? 

    Bir insana kalkıp beni neden sevmedin diye sorulmaz bunu hepimiz biliyoruz fakat bir insana  kalkıp  beni neden sevdin diye de sorulmaz. Ama sormak isteyen bir şekilde soruyormuş arkadaşlar. Yazdığı bir yazıda kurduğu bir cümle aslında onun hayatında hiç sevilmediğini, her zaman gerçekten sevilen insanlara ibretle baktığını ve birinin onu o ibretle baktığı sevgi ile sevince de asla onun sevgisine inanmayan biri olduğunu anladım. Hatırladığım kadarıyla kurduğu cümle şuydu: 

"Sevdiğimiz insana gerektiğinden fazla değer verdiğimizde ve o değere karşılık görmediğimiz zaman sevdiğimiz insanı suçlarız." gibi bir şeyler... Açık konuşmak gerekirse artık onun yazılarını okumuyorum. Denemelerinin pek de önemi yok fakat bu cümlesiyle onun sevgi penceresinin hangi yöne baktığını anladım. 

Sevginin sorumluluğundan kaçan biri elbette ki sevildiğinden şikayetçi olacaktı.

Bu yıl öğrendiğim en büyük ders buydu. Ben buna "Behlül Kaçar Sendromu" adını verdim. Sevilmekten korkan, sevme gücünü kendinde bulamayan insanlara taktığım ad. 

Ama doğruyu söylemek gerekirse bu cümlesini okuduktan sonra ona kızamadım çünkü bir yönden de haklıydı. Sevilmek istemeyen bir insana 'sevgimi neden kabul etmedin?' diye kızamazsın. Bir insan seni sevmiyorsa sadece sevmiyordur. Bazen yaptığı hareketlerden bazen yıldızların uyuşmazlığından ya da onu yeterince kullanamadığından! 

    Geçen yıl birini sevmemeyi öğrensem de -sevgi konusunda asla akıllanmam- yıl ortasında altın gibi birisiyle tanıştım. Altın gibi diyorum çünkü esmer olmasına karşın güneşte gerçekten parlıyor. O kendi güzelliğinin farkında olmayabilir ama güneşte onu izlemek çok güzel. Mahsusçuktan onu güneşe oturtuyorum. Çünkü tıpkı deniz kızı gibi parlamasını izlemeyi seviyorum. Tüm bu olanlardan sonra birinin yanımda güldüğünü görmek ve beni gördüğünde gerçekten mutlu olduğunu hissetmek bütün bu sevgi karmaşasının yanan ateşinin içinde yağan bir kar gibi geldi, yumuşacık. 2023 yılında bile isteye tanıştığım ve yarım yıldan beridir arkadaşlığımızın devam ettiği ilk gerçek arkadaşım olur kendisi. Umarım aramız asslllaaaa bozulmaz. Bu yıl bunu diledim sevgili okurum.

( Durun bir saniye.. Dilek hiç kimseye söylenmemesi mi gerekiyordu yoksa hakkında dilek tuttuğumuz kişiye mi söylemememiz gerekiyordu?)

    Evet farkındayım yeni yılımın ilk yazısı biraz karamsar olsa da bunun sebebi çok fazla sevdiğim insanın hayatımdan çıkması. Kötü olan şuydu ki onları sevdiklerimi bile bile, hayatımdaki çıkış kapısının nerede olduğunu bile bile geri dönmemek üzere çarparak çıktılar. Onların gidişinin ardından kendimi hiç üzgün hissetmedim. Hayat en sevdiğim insanları koca bir derse dönüştürdüğü için aksine iyi hissediyorum. Sonuçta ne demişler:

"Aşırı düşünen birini incitemezsin. Bunun olacağını zaten bilir, sen sadece onun haklı olduğunu kanıtlarsın."

    Sonuç olarak sevgili okurum... 

    Sana değer veren insan, kendini asla seni kaybedecek duruma sokmaz, hayatından sessizce çıkıp gitmez. Eğer çıkmayı göze almışsa da büyük bir gürültüyle, kırık dökük bir şekilde bir enkaz bırakarak gitmeli. Öyle gitmeli ki geride dönebilecek sıcak bir evi kalmadığının farkında olmalı. Ama sessizce gidenler... Kapının anahtarını her zaman cebinde taşıyacağını sanırlar. Nasıl olsa bir evim var yorulursam orada dinlenirim derler. Ama unuttukları bir şey var. Kitabımızda onların bölümü bitti. Sonsuza dek favori karakterlerimizden biri olarak kalacaklar ama farklı bir son umuduyla tekrar okumaya devam etmeyeceğiz. Sonuçta bir kitap geriye doğru okunmaz sevgili okurum....

Kendinizi iyi bakınn..

Yeni yılınız size bütün güzellikleri getirsin. Yeni sene, yeni bir seviye ve yeni karakterler... 

Yeni bir sezon bizi bekliyor ve unutma Türk dizisinde değiliz ölen karakterler yeniden dirilemez..  ✨⛄💞

Yeni yılın ilk şarkısını hemenn paylaşayım.. 

O zaman Bulutsuzluk diyelim <3  <--- Üzerine Tıkla

MORİ





 

 

     



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Düğünde Beyaz Giyen Bir Görümce Kadar Manipülatif !

Ağlak Kedi Yavrusu Sendromu ( Part Part Anlatım)

Fotoğraf Öykücülüğü... İlham: Tom Hanks