Ağlak Kedi Yavrusu Sendromu ( Part Part Anlatım)

 Merhaba Sevgili Okurlarımm...
    Bal köpüklerim diğer blog yazılarımdan da biliyorsunuz ki Maşallah dediğim üç gün yaşamıyor, "kanka o öyle arkasından konuştukları gibi birisi değil, iyi çocuk." dediğim kişi Deccal'den 3 sn sonra doğmuş çıkıyor ahahah.
    Az önce yine -daha dün yazdığım blog yazımdaki- "iyi çocukla" saç baş kavga ettik. 
Ah özür dilerim, saç baş kavga edemeyiz çünkü keldi.😭
    Şu hayatta nereden kaptıysam iyi niyet hastalığını "Her iyinin içinde bir kötülük, her kötülüğün içinde bir iyilik." sözünü her kötü insanın içindeki o masum ağlak çocuğun olabileceğine inanmak istiyorum. 
Hayır kardeşim hayır... Saf kötünün içinde sadece saf kötülük vardır.
45 dakika önce başıma gelen bir olayı anlatıyorum... Hemen sıcağı sıcağına çünkü bal köpüklerim taze sever 💛 
    Geçen hafta şu bahsettiğimiz "iyi çocukla" tanıştık. Ona uzun uzun iyi çocuk demek istemiyorum çakma pileybooyy Casanova diyeceğim, ki bu bile onu onurlandıracaktır. O yüzden ona Casanova'nın K'si diyelim.. 
K iyi çocuktu ama bir kusuru vardı... Saf kötülüğün ta kendisiydi... 
Neyse ki daha önce süper ultra deccal manipülatif insanlarda staj yaptığım için süslü cümleler beni hiç etkilemiyor.

Varan 1:

    Eğer bir insan size gelip; "ya kusura bakma isim hafızam kötüdür." diyorsa bilin ki hayatı alışveriş merkezlerindeki döner kapıdan ibarettir. Toplumda bir statü kazanmış, her dakika insanlarla muhatap olan insanlar için demiyorum bunu tabii ki. Bir öğretmen, bir polis ya da bir bankacı için geçerli değildir mesela sözlerim. Ama işsiz güçsüz bir çaylaksan.. evet evet sözlerim onlar için.
  İşsiz güçsüz çaylağımız K, ilk buluşmamızda bana böyle söyledi ve tabii ki eklemesini unutmadı. "hayatıma çok insan girdiğinden değil, sadece aklımda tutamıyorum..."  
TEBRİKLER MANİPÜLENDİNİZZ 👏👏
Hadi bunu yedim, yuttum arkadaşlar. 

Varan 2:

    Kendisini soğuk kış günlerinde sanki o sıcak sobanın yanından alınıp bir karton kutuya konup yağmurlu bir günde bir çöp konteynerinin yanına koymuşlar da sabaha kadar ağlamış yavru kedi modunda bana hayat hikayesini anlattı. Ah o kadar masum kii korkma artık ben varım demezseniz ayıp etmiş olursunuz. Bu da diğer manipülatör insanların özelliklerinden birisidir. Aslında hayatınızda sizi hiç etkilemeyen olayları, çoktan unutup gitmiş olduğunuz durumları karşı taraf size üzülsün sadece ben merkezde olayım benim üzerime titresin diye anlatırsınız. Yaşadık kardeşim yaşadık en kralını yaşadık. Ama insanız sonuçta... Bazen bazı şeylere bile bile inanmak istiyoruz. 
     Bazı hikayeler anlatınca ben de ona bazı hikayeler sıktım. Sıktım diyorum çünkü %35'lik kısmı yalandı. Yalancı bir insan değilimdir ama ateşe ateşle karşılık vermemle meşhurumdur. 
    Uydurmasyon liseli bir aşk travması... Benden sonra evlendi üç çocuk yaptı hikayesi -ki çoğu zaman işe yarıyor, her zaman yenir.- O günden beri yalnızlıklar kraliçesiyim yalanı. Hadi kabul edelim hepimizin beyaz *kaçış* yalanları vardır. Bunların üzerine beni inanılmaz melankoli gördü ki o meşhur aydınlatıcı konuşmasını yaptı. Evet kabul ediyorum gerçekten haklıydı. Ama onun sandığı türden bir aydınlanma yaşamadım.
 
Varan 3:

    Bilirsiniz ki manipülatör bir insan sizi yumuşattıktan sonra ve geçmişleri hakkındaki ajitasyonları da sıra dağlar gibi sıraladıktan sonra sizin koynunuzda her zaman sıcak bir şefkat arayacaktır. Yani temas bölümü. 
İnsan bu kadar manipülasyona maruz kalınca inanın hiçbir şeye dokunası, hiçbir şey yapası gelmiyor. Hayır hayır hayır.. Böyle usta bir manipülatörün bana rahatça dokunmasını istemiyorum ve tabii ki araya set çekiyorsunuz. Bunun üzerine sizi olabildiğince değersiz hissettirip ardından "ama bana izin verirsen sana ne kadar değerli olduğunu hissettiririm" mesajı veriyorlar. -Bunu yemiyoruz artık bal köpüklerim. Kalpte evet kafada hayır olan insanlara fırsat vermeyin. Bir Mori öğüdü.-
    Bu aşamada size karşı gerçek düşüncelerini söyleyecektir. Yani diğer yüzü hortlayıverir.
"Çirkin giyinmişsin."
"Şişmansın."
"Güzel değilsin."
"Sinirimi bozuyorsun."
"Mutlu değilim."
"Neyse hadi dağılalım. Evde işim var " vs. klasik cümleleri ardı ardına kuracaktır. Hiç paniklemiyoruz ve içimizden kıs kıs gülüyoruz. Evet hadi reklamı atlayalım...

 Varan 4:

    Tüh ! Bütün planlarını altüst ettik. Şimdi ayrılık zamanı. Sizi listesinden kışkışladıktan sonra olabildiğince kötü hissettirip üç gün düşünmenizi sağlayacak. "Acaba ben mi haksızlık ettim? Ondan özür mü dilemeliyim ? Kötü mü davrandım ?" gibi binlerce soru soracaksınız kendinize. Bu soruların cevaplarını bulmak istediğinizde, konuşmak istediğinizde ise size kapı duvar olacaktır. Bu onun vuruş darbesi oluyor. Size !!??!?!?! hissettirip sonsuza dek kayıplara karışmak. Bu seviyeye geldikten sonra özgür bırakıyorsunuz bal köpüklerim çünkü dünyaya çocuk büyütmeye gelmedik, yalanlarla büyümeye de. Oturup onun için üzülecek değiliz. O biri Dahhak'kı. Sadece erken fark ettik. (Dahhak Kimdir? Üzerine tıklayıp okuyabilirsiniz)

 Varan 5

    Ayna karşısında  yeterince kendinizden nefret ettikten sonra "DUR BİR SANİİYEE....." diyorsunuz. Bu çok ani gelişen bir jeton düşmesi. Bütün parçaları bileştiriyorsunuz. Maalesef gönlünüzün kabul etmek istemediklerini bile teker teker karanlığından çıkıp sizi buluyor.
    K ile buluştuğumun iki gün sonrası çok yakın bir arkadaşımla buluştum. Normalde hayatım çok garip kişilerden oluştuğu için kimlerle muhatap olduğumu bahsetmem ama ona bahsetmek istedim. işte aramızda geçen o mistik konuşmadan bir kesit:
 "Biliyor musun geçen gün birisiyle buluşup sohbet ettik. Hiç göründüğü gibi birisi değilmiş. Hiç alakamız yok. O ışıklı Tayland geceleri ben meditasyonlu Keşiş Dağı'ydım. Ama çok üzülmüş, çok hor kullanılmış, sevgisi elinden sökülüp alınmış bir görsen çok.."
"Ay dur bir saniye, aklıma birisi geliyor ama sen göster bakıyım şunun fotoğrafını."
(fotoğraf gösterilir)
    Sonrasını tahmin edebiliyorsunuzdur zaten. Günahlarının dokümanlarını çıkardı. Aslında bir kalbinin olmadığını ve sevebilen organlarının iflas ettiğinden bahsetti. Lokman Hekim gelse onu iyileştiremezmiş. Kamuya açık bir belediye parkıymış. Gelen gülüp eğlenip çöpünü bırakıp gidermiş. O da bunu severmiş. 
     Ama ama ama... Bana o kadar "kalıbı olmalı bir insanın, sert olmalı" nutuğu çekmişti? 
Tamam ciddiye almamıştım. Sert büyütülmediği, büyümediği her halinden belliydi ama bir kalbinin olduğuna inanmıştım. Bir narkotik köpeği değildim ama bir insanın neye üzdüğünü şıp diye anlayabilirim. Kitaplarımda çok fazla melankoli insan kurguladım. İnanılmaya ihtiyacı var sanmıştım bir insanda durup dinlenmeye... Yanılmışım.
Ayrıca jetonunuz geç düşünce kendinize şey diyorsunuz: 
Nasıl yani?? Ben Afyon Dinlenme Tesisleri miyim ? 
    İşte bu aydınlanlamayı yaşadığınız an karşınızdaki insan yemyeşil bir sahrayken, kuruyup giden devasa bir çöle dönüşüyor. Akıllı olduğunuz aşikardır bu sizi bir miktar taş kalpli de yapabilir. Birine inanmak istersiniz ama o da böyle çıkar işte. 
 Onu dinlerken kafamda şu şarkı çalıyordu:

Kendinize iyi bakın..
    Kendisi çamur bataklığında debelenip dururken sizin üzerinizdeki bir zerre tozdan şikâyetçi olan insanlardan uzak durun. Kendisini bulunmaz Hint kumaşı gibi tanıtıp aslında tam takır kuru bakır olan insanlardan, kendisini bir ateş gibi görüp bütün kelebekler etrafımda uçuşuyor kafasında olan insanlardan uzak durun. Evet onlardan kısa süreliğine faydalanabilirsiniz, ışığından, sıcaklığından ama ateş olsa cürmü kadar yer yakacak insanları koca bir orman yangını ateşine çevirmeyin. Üzerini üfleyin gitsin.

NOT: Kıymetli bal kızlarım, bu not sizin için:
    Artık 2016'da yaşamıyoruz. Bad boy, "üzerim kızım seni, benim geçmişim karanlık, yattım çıktım, dosyam kabarık (sadece uyarı almıştır)" triplerindeki karalama tahtası çocuklara artık talep yok. Ulaşılmaz sandığınız insanlar aslında o kadar da ulaşılmaz değil. Şehrin tester çocuklarından uzak durun. Sağlığınız için herkesin içtiği bardaktan su içmeyin ( Konunun bardak ve suyla bir alakası yok) 💫 Büyük bir masumlukla onu sevgiyle düzeltebileceğinizi sanıyorsunuz ama siz kimsenin doktoru değilsiniz, zaten o da hasta olduğundan bi haber. Sevgiyi tanımayan birisine sevgiyi öğretemezsiniz. 

MORİ
    
    
    


    










Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Düğünde Beyaz Giyen Bir Görümce Kadar Manipülatif !

Fotoğraf Öykücülüğü... İlham: Tom Hanks