Biz seni giderken yolun kenarında beklettik ama dönüşte seni almaya geldik.

Acilen bütün spiritüalizmciler beni bulsun...

    Son günlerde ,retroda mıyız hangi zaman dilimindeysek, geçmişteki insanlar tek tek karşıma çıkıp "Hey bak ben büyüdüm! Hatırlıyor musun beş / on sene önce sana anlattığım bir hayal vardı, bak gerçekleştirdim, hayatımı tamamladım. Peki sen ne yapıyorsun?" diyor...

"NE Mİ YAPIYORUM? BENİM DAHA OKULUM BİTMEDİ. SİZİN OKULUNUZ BİTİP NASIL YENİ BİR HAYATA BU KADAR ÇABUK BAŞLADINIZ ?" adlı küçük çaplı bir kriz geçirip üç beş saniye hayatımı düşünüyorum.

    Üniversitenin ilk yıllarında, neden olduğu bilinmez, durduk yere bir arkadaşımla sohbetimi kesmiştim. Şahsen bir kişiyi gözden çıkartıyorsam onun ne yaptığıyla, hayatta olup olmadığıyla ya da herhangi bir şeyiyle ilgilenmem. Evet güzel günler geçirmiş olabiliriz, beraber okul kulüplerine gitmiş, vizelere çalışmış olabiliriz ama eğer hayatının geri kalanından, okul biter bitmez, beni sildiysen tüm bunların ne önemi var? 

    Her neyse... Durun konumuz bu değildi!... En azından tamamen bu değil ahaha...  

    İşte yine öyle bir gün oldu. Kendimi bazen günah çıkartan bir papa gibi hissediyorum. İnsanlar kırıp dökerler sonra da çekip giderler ve yıllar sonra "sevgili arkadaşım, hala ilk günkü gibisin, hiç değişmemişsin ama birde bana bak ! Beni anlayan bir tek sen vardır, neler yaşadım bla bla bla..." Açıkçası umurumda değil.. ama hadi anlat (zaten ben anlat demeden hayat hikayesini anlatmaya başlar.) Bir ton şey. "Okulum bitince hani sana bahsettiğim kafe açma hayalim vardı ya işte o kafeyi açtım, baya güzel işledi. Covidden dolayı işlerim aksadı sonra bende memur olmaya karar verdim, çalıştım sonra şuraya atandım. Atanalı yaklaşık iki yıl oluyor. Hemen ilk evimi aldım. Biraz borcum kaldı, ailem de destek oldu tabi. Birkaç aya kalmaz araba da almayı düşünüyorum. Geride bir tek evlenmem kaldı. O da nasip kısmet işte." tabi aralarda birtakım özür dilemeler, hala arkadaş mıyızlar, senin enerjini özledimler falan filanlı vicdan rahatlatma cümleleri..

ve işte o karkunç soru... "Eee sen ne yaptın?"

    Ekrana 10 dakika boş boş baktığım doğrudur. Kafamın üzerinde dönüp duran iki melek; birisi "hadi anlat anlat neler yaptığını" diyor, diğeri "ne gereği var nasılsa iki gün sonra yine hayatından çıkıp ona hiç yokmuş gibi davranacaksın, sence ona iki saat laf anlatmaya değer mi?" diyor. 

Doğru, diyorum. Ne kadar etkileyecekse hayatımı, onun bu yıllaarr sonraki beni hatırlayışı ? Hiç. Laf anlatmaya ne gerek var.

"Hiçbir şey yapmadım. Ben hala okuyorum."

    Başta böyle bir cevap verecektim ama gerçekten "hiçbir şey yapmadım mı?" Tamam belki bir işe girip çalışmamış olabilirim, evimi almamış olabilirim, hayata henüz bu kadar hızlı başlamamış olabilirim fakat dönüp son beş seneye baktığımda ilk kitabımı yayımladım, ilk imza günüm oldu, kendi markamı kurdum, bir sürü kursa gittim yeni şeyler öğrendim, mükemmel arkadaşlarım oldu, tarzımı değiştirdim, bir blog açtım. Bence ben yine de bir şeyler yapmışım.

"Ben hala okuyorum." deyip gönderdim mesajımı.

    Hayatımda birçok şey oldu. Sana anlatılmayacak kadar kıymetli şeyler. Artık beni bu kadar detaylı tanımanı istemiyorum.

    Ve şu cümle; "Hiç değişmemişsin!" Saçma. Bir insan beş sene ya da on sene içinde nasıl değişmez? Hayır ben değiştim, sadece seni samimi bulmadığımdan yeni halimi göstermiyorum. Birde senin eskiye özleminden dolayı beni hala eskisi gibi görüyorsun hepsi bu. Ama bunu da sonraki blog yazımda yazacağımmm.. 

    Uzun lafın kısası... Hayat akıp geçmiş ve ben onların hayatında gözlemci olarak kalmışım gibi. Son bir haftadır iki arkadaşımın pişmanlıklarına maruz kalıyorum (Diğerini daha karışık, o diğer yazıdaa..)

"Bak biz seni giderken biraz yolun kenarında beklettik ama dönüşte seni almaya geldik." demeniz insanların gözünde sadece gülünç duruma düşmenize sebep olur.

İnsanların hayatımızdaki son kullanma süresi dolduysa tekrardan "bir umut" hevesiyle yoklamak karşınızdaki kişide 'sen ne anlatıyon be abla, gözünü seviyim be abi'  demesine sebep olur çünkü kimse bıraktığınız gibi kalmaz.

    Unutmayın ki herkesin kendince devam eden bir hayatı var. Zaten birbiriniz için gerçekten değerli olsaydınız o yolun bir parçası olurdunuz, belirli aralıklarda yolda kenarında karşılaştığınız bir tabela değil ♡

Kendiniz iyi bakıınn ve Bergen'in sözlerini unutmayın... 

"Terk edip de gidenleri sen affetsen ben affetmem.."

(Tamam bu kadar dramatize etmeye gerek yoktu, sadece aklıma geldi 😂)

MORİ






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ne Gördüğün Ne Aradığına Bağlıdır

Baştan Beri Hiç Yazılmamış Bir Hikaye: Yarı Yol Yolculuğu

Heyoyoo 2024 Analizi Yapıyoruzz